Sobalar yanıyor Bacalar tütüyor Kuşlar göçüyor Kış geliyor...

Yağmurun ıslık çalan rüzgarla birlikte evimin pencerelerini dövdüğü şu saatlerde, yarın erkenden kalkıp Gölcük’e gidecek olmama rağmen; bir şeyler yazmak adına oturmuş, ne zaman biteceğini bilmediğim bloğumu yazmaya başladım. En son ne zaman yazdığımı bile bilmiyorum. Arada biraz boşluk bıraktık ama bıraktığımız bu boşluğu yine istemesek de yaşanmışlıkla doldurduk hatta taşırdık, yeni şeyler yazmamızı sağlayacak pek çok şey yaşadık... Tabii ki bunlardan madde madde bahsedecek değilim. Eğer ilerde tembellik etmeyim bilmem kaç aydır yazmadığım bloğumu düzenli olarak yazmaya başlarsam eminim bunlardan da bahsedeceğim...

Rüzgarın olayı biraz abartıp, kapıyı pencereyi zorlaması şu aşamada yazdıklarımı etkileyecek gibi dursa da kendimi tamamiyle dış etkenlere kapamaya çalıştığımı belirtmek isterim... Rüzgarın olayı kişiselleştirerek benim bu tüm takmama çabalarımı ortadan kaldırmaya çalışmasını bir kenara koyarak ve üzülerek artık kışın yavaş yavaş kapıda olduğunu belirtmek istiyorum. İster Persophene’nin annesi Demeter’in yanından kocası Hades’in yanına gittiğini düşünün isterseniz de olaya bilimsel açıdan yaklaşarak güneş ışınlarının yengeç dönencesine doğru yavaş yavaş kaydığını düşünün ama kış geliyor... Yazlıklarınızı yavaş yavaş kaldırarak, kışlıklarınızla değiştirmeye hazırlanın, botlarınızı vs.nizi çıkarın ve benim yaptığım gibi soğuk bira kesinlikle içmeyin. Siz belki bayram tatilinin esiri olmuş bir şekilde hiç bir şeyin farkında değildiniz ama geçtiğimiz Cuma gecesi içtiğim biralar ve yediğim soğuk sayesinde kışın gelmekte olduğunu çok önceden fark etmiştim. Fark etmiştim de bir faydası oldu mu diye sorarsanız... Kesinlikle hiçbir bok olmadı... O günden beri yamuk bir şekilde, hafif baş ağrılı, burnumun iki tarafı kapalı ve bol bol baş dönmeli bir şekilde geçiriyorum... muhafazakar kesimden gelen alkolle ilgili eleştirileri bir kenara bırakarak sıcak havalar gelene kadar biranın yerine votka ya da sıcak şarap filen içilmesini tavsiye ediyorum...

Uzun aradan sonra yazılan bloğun kısası makbulmüş... Soğuk geçecek gibi gözüken bu önümüzdeki kış günlerinde zamanımın çoğunu evde geçirip bol bol bir şeyler yazacağımı düşünürken; şimdilik veda ediyorum...

Zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkürler...

Yorumlar

  1. Ben teşekkür ederim ofisin ilk saatlerinde bu güzel yazıyı okuttuğun için.Bence bu soğuk günleri sıcak şarap ve bolca yazma pratiği ile geçirmelisin diyorum muhafazakar kesimden olmadığım anlaşıldı sanırım:):)Yeni yazıları beklemeye başladım bile ben..ee napalım ümit verdin yazıcam diye hadi bakalım:)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar