Çizgi Roman, Mitoloji vs....

Normalde belki sızmam gerekiyor şu halimle... Gecenin bir yarısı şu gece lambamdan çıkan loş ışıkta karnım deli gibi şiş, alkollü ve uykulu bir haldeyken beni bunları neler yazmaya itti bilmiyorum ama bu şekilde bir şeyler karalamanın da son derece keyifli bir şey olduğunu söylemem kesinlikle gerekiyor.

Yaşlandım kuşak çatışması yaşamaya başladım da mı böyle hissediyorum bilmiyorum ama nedense kendimi şimdiki nesilden kat kat şanslı hissediyorum. Gerek henüz asfalt girmemiş çamurlu yollarda oynadığımız oyunlar, gerek izlediğimiz çizgi filmler hatta okuduğumuz çizgi romanlar yüzünden... Nerden buldu da aldı; kim söyledi bilmiyorum ama adam akıllı ilk çizgi romanı abim sayesinde okuduğumu itiraf etmem gerekiyor. 80'li yılların sonunda Milliyet gazetesi o zamanlar her hafta Red Kit'in saman kağıdına basılı çizgi romanlarını veriyordu. Red Kit keyifle okunuyordu; ama içimizde henüz bir şeyleri ateşlememişti. Sonra nasıl oldu bilmiyorum. Az önce de bahsettiğim gibi abim bir yerlerden Süpermen ve Örümcek Adam diye iki tane garip şeyin olduğu dergiler almaya başladı. Şimdi düşününce daha o zamanlarda da bile muhafazakâr bir yapıya sahip olduğumu hatırlıyorum. İlk başta "Ulan bunlar ne böyle!" diyerek ilk başta göz ucuyla baktığım adam gibi okumadığım şeyler daha sonra içimdeki bir şeyleri ateşledi ve deli gibi Örümcek Adam ve Süpermen okumaya başladım. Düşünsenize şimdi ,7-8 yaşındasınız. İki tane adam çıkıyor karşınıza biri duvarda yürüyor, diğeri uçuyor… Daha ne olsun! İkisi de o yaştaki tüm hayal gücünüze hükmediyor. Duvarlarda yürümeye, uçmaya çalışıyorsunuz maalesef bir halt olmuyor… Bunların ikisini mukayese ettiğimde Örümcek Adam’ı daha çok seviyordum. Süpermen’in zaten uzaylı olduğunu biliyoruz; ama Örümcek Adam ile karşılaştırdığımda daha bir robot gibi geliyor. Sanki hisleri yokmuş gibi. Oysaki bakıyorsun Örümcek Adam’a ,kahraman neticede hopluyor, zıplıyor, duvara tırmanıyor, örümcek hisleri var ama kusurları da var… Bir yerde bizim gibi normal insan…. Bu yüzden biraz daha yakın buluyordum kendime ve daha da çok seviyordum… O zamanlar Bilka Yayınları tarafından her iki haftada bir çıkarılan Örümcek Adam’ın yanlış hatırlamıyorsam 70’li sayılardan 270 ya da 280’lere kadar olan serisi elimizde mevcuttu. Bunların büyük bir kısmı zaman içerisinde babam tarafından ders çalışmamız için telef edilmiş olsa da o yıllardan kalma sayılar hala elimizde mevcut… Zaman geçip büyümeye başladıkça bahsetmiş olduğum iki kahramanın arasına Tommiks, Ten Ten Teksas, Kaptan Swing, Zagor ve Conan eklendi. Tommiks biraz çocuksu kıl bir tipe sahip olduğu için pek sevmiyordum. Oysaki Teksas ( yani namı değer Çelik Blek), Zagor ile Conan biraz daha maço tipli adam gibi kahramanlardı. Zaten çocuk olduğumuz ve büyüme hevesinde olduğumuz için beklentilere biraz daha cevap veriyorlardı.

90’lı yılların ortasında hiç beklenmedik X Men denen birtakım adamlar ortaya çıktı. Daha önceden aslında bilgisayar oyunlarından falan az çok adını duymuştuk. Çizgi romanı da çıkınca dayanamadık, aldık, okuduk, hastası olduk. Yanlış hatırlamıyorsam on küsur sayı yayınlandı ama az da olsa samimi olalım ,zaten buhranlı gecen o lise dönemlerinin birazında kafamızı dağıtmamızı sağlamıştı. Her şeyden önce o zamana kadar görmediğimiz tarzda farklı karakterler ve çizimleri vardı. Buda zaten yetip artıyordu.

2000’li yıllarda Pokemon denen illet çıktıktan ve yaygınlaşmaya başladıktan sonra bu çizgi romanlarında çizimlerinde birtakım değişiklikler olmaya başladı. O zamana kadar sert hatlar ile çizilen çizgi romanlarında hatlarında anlam veremediğim bir yuvarlaklaşma olmaya başladı. Bütün çizgi romanları pokemon gibi çizmeye başladılar!!! Düşünsenize bir çocukluğunuzun kahramanları Örümcek Adam ve X Menleri pokemon gibi çizmeye başladılar. Ne oldu daha sonra? Beklenen şey gerçekleşti ve bunların hepsinden soğuduk. Daha doğrusu soğuttular… Kıskançlık mı dersiniz onu da bilmiyorum; ancak daha önceden Wolverine dediğimizde milletin aklına sadece bot gelirken bir anda herkes X Men’ci Örümcek Adam’cı kesilmeye başladı. Pardon Örümcek Adam’da değil Spiderman!!!

Üniversiteye başladığımda daha önceden keşfetmediğim bir şeyle mitoloji ile tanıştım. Bir yerde herkesin zorunlu olarak öğrenmesi gereken her şey, küçüklükten gelme çizgi roman alışkanlığım sayesinde benim için bir zevkti. Azra Erhat’ın çevirdiği Ilyada ve Odysseia çatır çatır okuyup, tanrıların, kahramanların soy kütüklerini bile çıkardığımı hatırlıyorum. Hala pek çoğu aklımda olan bu mitolojik hikayeler sayesinde, şu anda bile arada sırada insanlara bir şeyler anlatarak onların kafalarında entel bir görüntü sahibi gibi duruyorsak da aslında bu işin kaymağını üniversite boyunca yedim. Yıllar boyunca mitolojik filmler yapılmasını bekledim ve Brad Pitt’in oynadığı Troya çekildi. Çevremde ki çoğu insan bayılsa da ben filmi çok sevmedim. Hem içinde tanrılara mitolojik kahramanlara yönelik fazla bir şey olmaması, hem de kendimi Anadolulu gördüğüm ve doğal olarak tarafını tuttuğum Hektor’un ölmesi bende bir antipati oluşturdu. İlyada’nın kitabını okuduğunuzda nefret edeceğiniz Hektor’u filmde öyle bir yapmışlar ki zaten sevmemek de pek mümkün değil.. İyi evlat, iyi eş, aile babası, kardeş… Akhilleus’a baktığınızda ise tam tersi!!! -Askere gitmeden evvel aldığım çakma Casio saatin alarmı gecenin sessizliğinde saat tam 01.30 da odamda yankılanırken, hala bu saatin pilinin nasıl bitmemiş olmamasına şaşırıyorum. 2 sene önce bunun alarmını bir nöbete gitmeden evvel kurmuştum o zamandan beri her gece alarmın çalıp, pilin bitmemesi oldukça enteresan geliyor… Halbuki bizde neler tükendi bitti!!! - Velhasıl konuyu da fazla değiştirmeden benim gibi mitoloji sevenler için yeni bir filmin gelmekte olduğunu müjdeleyelim… Titanların Savaşı ( Clash of the Titans) Nisan ayında vizyona girecek. Her filminde hayranlıkla izlediğimiz ama ölmesin diye de dua ettiğimiz Liam Neeson bu filmde Zeus’u oynadığı için nihayet bir filmde ölmemiş olacak… Filmin diğer oyuncularını saymıyorum ama aranızda meraklı olanlar varsa aşağıdaki linkten oyunculara ve filmin konusuna bakabilir… Çok uzattığım için onlara değinmiyorum….

http://beyazperde.mynet.com/film/5041/ayekrsivyeni/Titanlarin-Savasi

Güç Sizinle Olsun…

Yorumlar

  1. ne kuşak çatışması yaa bırak sen içkşyi yaşlanmışmış benide komplekse sokma:))

    YanıtlaSil
  2. Merhaba;
    Üzerinden çok zaman geçti ancak yazabildim. Bu yazın beni seneler evveline götürdü. Neler neler geldi aklıma bir anda. Üzerine saatlerce düşünebilirdim.En güzeli de düşünerek fotoğraflarımda yolculuk yapmak olurdu.Keşke zamanda da yolculuk yapabilseydik dimi ama:)bütün o izlediğim çizgi filmleri elimde turşu kavanozuyla yeniden izlemek isterdim.şimdi senden kıskandım ben de böyle bir post yazmak istiyorum..sevgiler

    YanıtlaSil
  3. Cevap yazmıştım ama nedense çıkmamış burda... Tekrardan yazalım o zaman... Ergüncüm bir kafanı kaldır bak çevrendeki yeni jenerasyona anlacaksın ne demek istediğimi : ) ... Teşekkürler Tuğbacım sevindim beğenmene... İkimizde biliyoruz ama sen bundan kat kat daha güzelini yazabilirsin :) ...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar